ÇOCUK GELİŞİMİNDE ÖDÜLÜN OLUMSUZ ETKİSİ
Çocuk gelişiminde ailelerin doğru bildikleri en
büyük hatalardan biri “ödül yöntemi”dir. Yapılan araştırmalara göre Rochester Üniversitesi’nden
Prof. Edward Deci ve Stanford Üniversitesi’nden Prof. Mark Lepper, ödülün faydalı bir yöntemden çok çocuklara
zarar veren bir yöntem olduğunu savunmuşlardır. Bunun yanı sıra, Alfie Kohn,
“Tutumları olumsuz etkileyen en büyük etken, öğretmenlerin ve ailelerin
kullandığı ödül ve övgü mekanizmasıydı” diyor.
Ailelerin yapmaya çalıştığı şey nedir? Çocuğun
yapmak istemediği ya da yapmaktan hoşlanmadığı, fakat ailelerin yapılması
gerektiğine inandığı durumlar için çocuğu ödüllendirerek bu tutumun devamını
sağlamaktır. Peki çocuğunuz tüm gün televizyon izlediği için ya da fast food
yemek istediği için ya da bütün gün yapmaktan en keyif aldığı şeyi yapıp, oyun
oynadı diye onu ödüllendirir miyiz? Çoğu aile bunları yapmaz. Çünkü bunlar
zaten çocuğun yapmaktan keyif aldığı şeylerdir. Peki hangi durumlarda onları
ödüllendiririz. Ödevlerini yaptığı için, okula sorunsuz gittiği için, ders
çalıştığı için, sizin istediğiniz yemeği yediği için ödüllendiririz. İşte tüm
bunlar çocukta, “Bu yaptıkların keyifsiz ve sıkıcı şeyler, biliyorum bunu
yapman zor olacak ama yapabilirsen bu girdiğin sıkıntıdan dolayı seni
ödüllendireceğim.” Mesajı vermektedir. Çünkü çocuk şunun farkında; yapmaktan
keyif aldığı ve severek yaptığı şeyler için ödül almıyor. Okulda güzel bir şey
olsaydı ödül almasına gerek kalmazdı. Ödev yapmak keyifli bir şey olsaydı
annesi zaten bunu yaptığı için ona ödül vermezdi. Tüm bunlar keyifsiz şeyler
olduğu için onu ödüllendiriyorlar diye düşünmeye başlayacak ve farkında olmadan
ona bu mesajı vereceksiniz. Okula sorunsuz gelmesi, onun zaten sorumluluğudur.
Sorunsuz geldiği zamanlar, bunu onun isteyerek ve severek yaptığını gösterir.
Bu durumda sizin onu ödüllendirmeniz aynı zamanda onun okul hakkındaki olumlu
algısını değiştirir ve bunu severek, isteyerek yapmasındansa ödül için
yapmasına sebep olur. Ödül olmadığında okul da ona keyif vermemeye başlar. Bu
durumda siz onu okula göndermek için devamlı ödül vermek zorunda kalırsınız. Ve
bu ödülün değeri, büyüklüğü giderek artmak zorundadır. Çünkü daha önceki
verdiğiniz ödülün daha altında olan bir ödül onu tatmin etmeyecektir ve daha
fazlasına sahip olabilmek için okul konusunda giderek sizi daha da zorlamaya
başlayacaktır. İnsanların, sahip oldukları şeylere alışıp, o şeylerden daha az
keyif almalarına, psikologlar “hedonistik adaptasyon” diyor ve hedonistik
adaptasyondan dolayı insanlar ödüllere alıştıklarından aynı ödülle motive
olmazlar. Çocuğu tekrar motive etmeniz
için de ödülü değiştirmeniz ya da daha büyük bir ödül vermeniz gerekir ki bu da
sürdürülebilir motivasyon aracı değildir. Bir noktadan sonra tıkanırsınız.
Çocuk da ödül olmayınca o işi yapmayı bırakır. Buda çocuğun ödülle iş yapmaya
alışmasına ve kendi sorumluluğunda olan şeyler için bile ödül talep etmesine
sebep olur. Bu şekilde de sorumluluk bilinci gelişmez.
Böyle durumlarda çocukla sorun yaşıyorsak, yapılması
gereken ilk şey çocuğu değil, kendimizi ve bakış açımızı değiştirmek olmalıdır.
Kendimizi değiştirmek de sadece davranışlar düzeyinde değil, düşünce düzeyinde
de olmalıdır. Düşüncemizi değiştirmeden yapacaklarımız, sonuç vermeyecektir.
Çocuk yetiştirmede bir kolay olan vardır bir de doğru olan. Doğru olan anlayışı
yerleştirmek zaman ve çaba ister. Bugün kolayı seçen, yarın zorla uğraşır.
Psikolog
Cansu YURTSEVEN